Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
(bir şeyin) üzerine
Meanings of
"(bir şeyin) üzerine"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
Colloquial
1
Colloquial
(bir şeyin) üzerine
over and above (something)
expr.
Meanings of
"(bir şeyin) üzerine"
with other terms in English Turkish Dictionary : 286 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
bir şeyin üzerine kabartılmış ya da oyulmuş harf, karakter veya sembol
charact [obsolete]
n.
2
General
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek
lap
n.
3
General
bir şeyin üzerine akma
onflow
n.
4
General
bir şeyin üzerine serilen şey
onlay
n.
5
General
bir şeyin üzerine uygulanan şey
onlay
n.
6
General
bir şeyin üzerine uzanma
innixion [obsolete]
n.
7
General
bir şeyin üzerine yatma
superincumbence
n.
8
General
bir şeyin üzerine dayanma
superincumbence
n.
9
General
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek
superimpose on
v.
10
General
işleme yapmak (bir şeyin üzerine)
work
v.
11
General
bir şeyin üzerine bastırmak
bear down on something
v.
12
General
bir şeyin üzerine sertçe bastırmak
bear down too hard
v.
13
General
ağırlığını bir şeyin üzerine vermek
put one’s weight into something
v.
14
General
bir şeyin üzerine işemek
pee on something
v.
15
General
fosforlu kalem kullanarak bir şeyi işaretlemek veya bir şeyin üzerine yazmak
marker
v.
16
General
(bir şeyin) etrafına veya üzerine toprak yığmak
hill
v.
17
General
(bir şeyin) üzerine höyük inşa etmek
mound over
v.
18
General
yükselten bir şeyin üzerine koymak
mount
v.
19
General
(bir şeyin) üzerine su dökmek
yote
v.
20
General
(bir şeyin üzerine) çökmek
loom (over)
v.
21
General
(bir şeyin) üzerine düşmek
overfall
v.
22
General
(bir şeyin) üzerine devrilmek
overfall
v.
23
General
(üniformayı) şeritle (bir şeyin üzerine) hidrolik borusundan su fışkırtmak
pipe
v.
24
General
(bir şeyin) üzerine çatı koymak
roof
v.
25
General
bir şeyin üzerine sürüklenmek
surf
v.
Phrasals
26
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir fikrin/bir şeyin) üzerine/etrafında oluşturmak/geliştirmek
build around
v.
27
Phrasals
(bir şeyin) üstüne/üzerine koymak
put onto (someone or something)
v.
28
Phrasals
(bir şeyin) üstüne/üzerine yerleştirmek
put onto (someone or something)
v.
29
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin) üzerine kenetlemek
clamp (something) onto (something)
v.
30
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin) üzerine kenetlemek
clamp (something) on (something)
v.
31
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine çatmak/takmak
clap something onto something
v.
32
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine çakmak/yapıştırmak
clap something onto something
v.
33
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine çatmak/takmak
clap something on something
v.
34
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine çakmak/yapıştırmak
clap something on something
v.
35
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
pour something out
v.
36
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine odaklayarak yansıtmak
project something on to something
v.
37
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
slosh something on
v.
38
Phrasals
bir şeyin üzerine yemin etmek
swear by something
v.
39
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine yansıtmak
project something on to something
v.
40
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine yansıtmak
project something upon something
v.
41
Phrasals
bir şeyin üzerine uzanmak/yatmak
lie down on something
v.
42
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
pour something over something
v.
43
Phrasals
bir şeyin üzerine yemin etmek
swear on something
v.
44
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
slosh something on(to) something
v.
45
Phrasals
bir şeyin üzerine çatı yapmak
roof something over
v.
46
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
pour something out on to something
v.
47
Phrasals
bir şeyin üzerine basmak
stamp on
v.
48
Phrasals
bir şeyin üzerine yemin etmek
swear upon something
v.
49
Phrasals
bir şeyin üzerine çatı inşa etmek
roof something over
v.
50
Phrasals
bir şeyin (harita vb) üzerine bir şey (rota vb) çizmek
plot something on something
v.
51
Phrasals
ellerini bir şeyin üzerine silmek
wipe one's hands on something
v.
52
Phrasals
(birinin dikkatini çekmek için) bir şeye/bir şeyin üzerine vurmak
rap on something
v.
53
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek
nail something to something
v.
54
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek
nail something on
v.
55
Phrasals
(birinin dikkatini çekmek için) bir şeye/bir şeyin üzerine vurmak
rap at something
v.
56
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek
nail something onto something
v.
57
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) üzerine vurup yakmak (güneş veya ışık)
blaze down (on someone or something)
v.
58
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) üzerine yağmak
drizzle down
v.
59
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) üzerine yağmur inmek
drizzle down
v.
60
Phrasals
(birinin veya bir şeyin üzerine) hızla çakılmak/düşmek/inmek
scream down (on someone or something)
v.
61
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak
drool (all) over (someone or something)
v.
62
Phrasals
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool (all) over someone or something
v.
63
Phrasals
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool over someone/something
v.
64
Phrasals
(bir şeyin) üzerine çıkarmak
set forth on (something)
v.
65
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine püskürmek
gush over someone or something
v.
66
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine taşmak
gush over someone or something
v.
67
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine hücum etmek
gush over someone or something
v.
68
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine kontrolsüzce akmak
gush over someone or something
v.
69
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine fışkırmak
gush over someone or something
v.
70
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine boca olmak
gush over someone or something
v.
71
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine kadar çıkmak/uzamak
jut out over (someone or something)
v.
72
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine kadar genişlemek/yetişmek
jut out over (someone or something)
v.
73
Phrasals
ruloyla (birinin/bir şeyin) üzerine bir şey sürmek
roll onto (someone or something)
v.
74
Phrasals
(bir şeyin) üzerine asfalt/beton döşemek
pave (something) over
v.
75
Phrasals
(bir şeyin) üzerine asfalt/beton dökmek
pave (something) over
v.
76
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine işemek
piss on someone/something
v.
77
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine çişini yapmak
piss on someone/something
v.
78
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak
pour out on (someone or something)
v.
79
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek
pour out on (someone or something)
v.
80
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine gelmek
pour out on (someone or something)
v.
81
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak
pour out on (someone or something)
v.
82
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dökmek
pour out on (someone or something)
v.
83
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boşaltmak
pour something out on (to) someone or something
v.
84
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boca etmek
pour something out on (to) someone or something
v.
85
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boşaltmak
pour something out
v.
86
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boca etmek
pour something out
v.
87
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak
pour out onto (someone or something)
v.
88
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek
pour out onto (someone or something)
v.
89
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine gelmek
pour out onto (someone or something)
v.
90
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak
pour out onto (someone or something)
v.
91
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dökmek
pour out onto (someone or something)
v.
92
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine kaydetmek
record something on something
v.
93
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine yazmak/not almak
record something on something
v.
94
Phrasals
(bir şeyin) üzerine sürmek
run onto (something)
v.
95
Phrasals
(bir şeyin) üzerine oturtmak
run onto (something)
v.
96
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine sürmek/çıkarmak
run something onto something
v.
97
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak
set (something) over (something)
v.
98
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) yağdırmak
shower (something) on (someone or something)
v.
99
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) yağdırmak
shower (something) upon (someone or something)
v.
100
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine örtmek
slip something over someone or something
v.
101
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine dökmek
slop something on someone or something
v.
102
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine saçmak
slop something on someone or something
v.
103
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine dökmek
slop something onto someone or something
v.
104
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine saçmak
slop something onto someone or something
v.
105
Phrasals
(bir şeyin/yerin) üzerine doğru yayılmak
spread onto (something or some place)
v.
106
Phrasals
(bir şeyin/yerin) üzerine yaymak
spread onto (something or some place)
v.
107
Phrasals
(bir şeyin/yerin) üzerine sürmek
spread onto (something or some place)
v.
108
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek
sprinkle something on someone or something
v.
109
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek
sprinkle something to someone or something
v.
110
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek
sprinkle something on
v.
111
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine bir damga basmak
stamp (something) onto (someone or something)
v.
112
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) damgalamak
stamp (something) onto (someone or something)
v.
113
Phrasals
bir şeyin üzerine bir damga basmak
stamp something onto something
v.
114
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine basmak
stamp on (someone or something)
v.
115
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine bir damga basmak
stamp on (someone or something)
v.
116
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine bir şey damgalamak
stamp on (someone or something)
v.
117
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine basmak/damgalamak
stamp something upon someone or something
v.
118
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine basmak/damgalamak
stamp something on someone or something
v.
119
Phrasals
(birinin/bir şeyin) görselini (birinin/bir şeyin) görselinin üzerine yerleştirmek
superimpose (someone or something) on (someone or something)
v.
120
Phrasals
(birinin/bir şeyin) görselini (birinin/bir şeyin) görselinin üzerine yerleştirmek
superimpose (someone or something) onto (someone or something)
v.
121
Phrasals
bir şeyin üzerine bir şey koyarak sonlandırmak/bitirmek
top something off
v.
122
Phrasals
birinin/bir şeyin yükünü başka birinin/bir şeyin üzerine yıkmak
pawn off
v.
123
Phrasals
birinin/bir şeyin yükünü başka birinin/bir şeyin üzerine atmak
pawn off
v.
124
Phrasals
birinin/bir şeyin sorumluluğunu başka birinin/bir şeyin üzerine yıkmak
pawn off
v.
125
Phrasals
birinin/bir şeyin sorumluluğunu başka birinin/bir şeyin üzerine atmak
pawn off
v.
126
Phrasals
bir şeyin üzerine kadar ilerlemek/hareket etmek
stop on something
v.
127
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kayışla bağlamak
strap something on to someone or something
v.
128
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kayışla bağlamak
strap something on
v.
129
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atmak
unload on (someone or something)
v.
130
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine koymak
set (someone or something) down on (something)
v.
131
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine yerleştirmek
set (someone or something) down on (something)
v.
132
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine koymak
set (someone or something) down onto (something)
v.
133
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine yerleştirmek
set (someone or something) down onto (something)
v.
134
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not almak
set (something) down on (something)
v.
135
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not etmek
set (something) down on (something)
v.
136
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kaydetmek
set (something) down on (something)
v.
137
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not almak
set (something) down onto (something)
v.
138
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not etmek
set (something) down onto (something)
v.
139
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kaydetmek
set (something) down onto (something)
v.
140
Phrasals
bir hava aracını (bir şeyin) üzerine indirmek
set (something) down on (something)
v.
141
Phrasals
bir hava aracını (bir şeyin) üzerine indirmek
set (something) down onto (something)
v.
142
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine serpiştirmek/serpilmek
sprinkle onto (someone or something)
v.
143
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine küçük damlalar/parçacıklar halinde yağmak
sprinkle onto (someone or something)
v.
144
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine çiselemek
sprinkle onto (someone or something)
v.
145
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine serpmek
sprinkle onto (someone or something)
v.
146
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine saçmak
sprinkle onto (someone or something)
v.
147
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atmak
unload onto (someone or something)
v.
148
Phrasals
şiddetle birinin/bir şeyin üzerine gelmek
sweep down on someone or something
v.
149
Phrasals
şiddetle birinin/bir şeyin üzerine esmek
sweep down on someone or something
v.
150
Phrasals
bir şeyin üzerine atılmak
swoop down upon something
v.
151
Phrasals
bir şeyin üzerine atılmak
swoop down on something
v.
152
Phrasals
bir şeyin üzerine gelmek
appear upon something
v.
153
Phrasals
bir şeyin üzerine gelmek
appear on something
v.
154
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kilitlemek/bağlamak
lock something onto someone or something
v.
155
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kilitlemek/bağlamak
lock something on
v.
156
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir ışık, duman, renk yaymak
bathe someone or something in something
v.
157
Phrasals
(bir şeyin) dikkatle üzerine eğilmek
bear down on (something)
v.
158
Phrasals
bir şeyin kabahatini birinin üzerine atmak
blame something on someone
v.
159
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine inşa etmek
build something upon something
v.
160
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine inşa etmek
build something on something
v.
161
Phrasals
bir şeyin üzerine koymak
build something on something
v.
162
Phrasals
bir şeyin üzerine koyarak ilerletmek/geliştirmek
build something on something
v.
163
Phrasals
bir şeyin üzerine koymak
build something upon something
v.
164
Phrasals
bir şeyin üzerine koyarak ilerletmek/geliştirmek
build something upon something
v.
165
Phrasals
(bir şeyin) üzerine inşa etmek/kurmak/yapmak
build on (something)
v.
166
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin) üzerine kenetlemek
clamp on
v.
167
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine iliştirmek
clip on (someone or something)
v.
168
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine ataçlamak/klipslemek
clip on (someone or something)
v.
169
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine tutturmak
clip on (someone or something)
v.
170
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine iliştirmek
clip onto (someone or something)
v.
171
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine ataçlamak/klipslemek
clip onto (someone or something)
v.
172
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine tutturmak
clip onto (someone or something)
v.
173
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine iliştirmek
clip something on someone or something
v.
174
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine ataçlamak/klipslemek
clip something on someone or something
v.
175
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine iliştirmek
clip something onto someone or something
v.
176
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine ataçlamak/klipslemek
clip something onto someone or something
v.
177
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine yoğunlaştırmak
concentrate something on someone or something
v.
178
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek
dote on (someone or something)
v.
179
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek
dote over (someone or something)
v.
180
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yaymak/yayılmak
drape (something or oneself) over (something)
v.
181
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine varmaktan vazgeçmek
ease off on (someone or something)
v.
182
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine çökmek
fall in on (someone or something)
v.
183
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine göçmek
fall in on (someone or something)
v.
184
Phrasals
dikkatini birinin/bir şeyin üzerine çevirmek
fasten upon someone or something
v.
185
Phrasals
dikkatini birinin/bir şeyin üzerine çevirmek
fasten on someone or something
v.
186
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine kurşun yağdırmak
fire upon (someone or something)
v.
187
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine kurşun yağdırmak
fire on (someone or something)
v.
188
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek
flow over (someone or something)
v.
189
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak
flow over (someone or something)
v.
190
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine çullanmak
fly at (someone or something)
v.
191
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atılmak
fly at (someone or something)
v.
192
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek
fuss over (someone or something)
v.
193
Phrasals
(bir şeyin) üzerine doğru büyümek/gelişmek
grow over (something)
v.
194
Phrasals
(bir şeye/bir şeyin üzerine) kazımak/yazmak
inscribe on (something)
v.
195
Phrasals
(bir şeye/bir şeyin üzerine) kazımak/yazmak
inscribe onto (something)
v.
196
Phrasals
(bir şeyin) üzerine gitmek
keep at (someone or something)
v.
197
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek
kneel before (someone or something)
v.
198
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek
kneel down before (someone or something)
v.
199
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine şiddetli yağmur yağmak
lash down on (someone or something)
v.
200
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmur indirmek
lash down on (someone or something)
v.
201
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmur boşalmak/yağmak
lash down on (someone or something)
v.
202
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak
lash down on (someone or something)
v.
203
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine saldırmak
lash into (someone or something)
v.
204
Phrasals
(bir şeyi) birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine bırakmak
leave (something) on
v.
205
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine fazla düşmemek/varmamak
let up (on someone or something)
v.
206
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/saldırmak
lunge at (someone or something)
v.
207
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/saldırmak
lunge for (someone or something)
v.
208
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atılmak
pounce on (someone or something)
v.
209
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek
predicate (something) on (something else)
v.
210
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek
predicate (something) upon (something else)
v.
211
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üzerine yansıtmak
project (something) upon (someone or something)
v.
212
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yansıtmak
project on (someone or something)
v.
213
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yansıtmak
project onto (someone or something)
v.
214
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmak
rain down on (someone or something)
v.
215
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yağdırmak/dökmek
rain down on (someone or something)
v.
216
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine bir şeyler atmak/fırlatmak
rain down on (someone or something)
v.
217
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmak
rain on (someone or something)
v.
218
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine düşmek
rain on (someone or something)
v.
219
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek
rain on (someone or something)
v.
220
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yağdırmak/dökmek
rain on (someone or something)
v.
221
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yansımak
reflect upon (something)
v.
222
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yansımak
reflect on (something)
v.
223
Phrasals
(bir şeyin) üzerine koyulmak
rest on (something)
v.
224
Phrasals
(bir şeyin) üzerine koymak/bırakmak
rest on (something)
v.
225
Phrasals
(bir şeyin) üzerine koyulmak
rest upon (something)
v.
226
Phrasals
(bir şeyin) üzerine koymak/bırakmak
rest upon (something)
v.
227
Phrasals
(bir şeyin) üzerine atlamak
seize onto (something)
v.
228
Phrasals
(bir şeyin) üzerine atlamak
seize on (something)
v.
229
Phrasals
(bir şeyin) üzerine atlamak
seize upon (something)
v.
230
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine saldırmak
set on (someone or something)
v.
231
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine hücum etmek
set on (someone or something)
v.
232
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine saldırmak
set on (someone or something)
v.
233
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine hücum etmek
set on (someone or something)
v.
234
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine oturmak
sit down on (someone or something)
v.
235
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine oturtmak/koymak
sit down on (someone or something)
v.
236
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yatmak
sit on (something)
v.
237
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yatmak
sit upon (something)
v.
238
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçramak
slosh on (someone or something)
v.
239
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine taşmak/dökülmek
slosh on (someone or something)
v.
240
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçratmak
slosh on (someone or something)
v.
241
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine taşırmak/dökmek
slosh on (someone or something)
v.
242
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçramak
slosh onto (someone or something)
v.
243
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine taşmak/dökülmek
slosh onto (someone or something)
v.
244
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçratmak
slosh onto (someone or something)
v.
245
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine taşırmak/dökmek
slosh onto (someone or something)
v.
246
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) püskürtmek
spray (something) onto (someone or something)
v.
247
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) sıkmak
spray (something) onto (someone or something)
v.
248
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yaymak/sermek
spread over (someone or something)
v.
249
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine dağıtmak
spread over (someone or something)
v.
250
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/sıçramak
spring at (someone or something)
v.
251
Phrasals
(birinin/bir şeyin) hemen üzerine atlamak
spring at (someone or something)
v.
252
Phrasals
(bir yerden çıkıp birinin/bir şeyin) üzerine atlamak
spring out at (someone or something)
v.
253
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine ayağıyla basmak
stomp on (someone or something)
v.
254
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine yük bindirmek
weigh on (someone or something)
v.
255
Phrasals
(bir şeyin) üzerine gitmek
work on (something)
v.
256
Phrasals
(bir şeyin) üzerine giderek/üzerinde çalışarak uzmanlaşmak
work on (something)
v.
257
Phrasals
zar zor bir şeyin üzerine çıkmak
work oneself up into something
v.
258
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yazmak
write on (something)
v.
Colloquial
259
Colloquial
(bir şeyin üzerine) çişini/kakasını yapmak
do a number on (someone or something)
v.
260
Colloquial
(bir şeyin üzerine) pislemek
do a number on (someone or something)
v.
Idioms
261
Idioms
bir şeyin üzerine sıçmak/pislemek
do a job on something
v.
262
Idioms
(bir şeyin veya birinin) üzerine çökmek
fall in on someone
v.
263
Idioms
(bir şeyin) üzerine bir bardak soğuk su içmek
can kiss (something) goodbye
v.
264
Idioms
(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek
cast doubt (on someone or something)
v.
265
Idioms
(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek
cast doubts (on someone or something)
v.
266
Idioms
(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek
cast doubt on (someone or something)
v.
267
Idioms
birinin/bir şeyin üzerine titremek
make a fuss of somebody/something
v.
268
Idioms
birinin/bir şeyin üzerine titremek
make a fuss over somebody/something
v.
269
Idioms
(bir şeyin) üzerine yapıştırmak
glue on (something)
v.
270
Idioms
(bir şeyin) üzerine yapıştırmak
glue onto (something)
v.
271
Idioms
birinin/bir şeyin üzerine düşmek
be heavy into someone or something
v.
272
Idioms
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek
make a fuss over (someone or something)
v.
273
Idioms
dikkatleri (birinin/bir şeyin) üzerine çekmek
put a spotlight on (someone or something)
v.
274
Idioms
(bir şeyin) üzerine tuz biber olmak
put the tin lid on (something) [uk]
v.
275
Idioms
(bir şeyin) üzerine yansımak
be reflected in (something)
v.
276
Idioms
(birinin) ilgisini tamamen (birinin/bir şeyin üzerine) çekmek/toplamak
rivet (one's) attention (on someone or something)
v.
277
Idioms
(birinin/bir şeyin) üzerinde/üzerine
on top of (someone or something)
expr.
278
Idioms
direkt/tam (bir şeyin) üzerine
smack-bang on (something)
expr.
Technical
279
Technical
bir şeyin üzerine akıtmak
superfuse
v.
Construction
280
Construction
bir şeyin üzerine inşa etmek
found
v.
Physiology
281
Physiology
(bir şeyin üzerine) idrarını yapma
wetting
n.
Archaeology
282
Archaeology
bir şeyin üzerine tarihi işleme
chronogram
n.
Archaic
283
Archaic
bir şeyin üzerine basılan işaret
pressure
n.
284
Archaic
(bir şeyin üzerine) kasvetli bir şekilde çökmek
overbulk
v.
285
Archaic
(bir şeyin içine veya üzerine) sıkıca sabitlemek
pitch
v.
Slang
286
Slang
(birinin/bir şeyin) üzerine kusmak
spill (one's) guts on (someone or something)
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeyin) üzerine
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy